
Bilinçaltı Programlama
PATRON BİLİNÇALTI
Zihnimiz, aldığı bilgileri hem bilinçli hem de bilinçaltı olarak işlemektedir. Bilinç, zihnin mantık yürüten, kavrayan, eleştiren, yargılayan sol kısmıdır. Bilincimiz bilgileri beynin sol tarafına düzenli bir çizgide ve organize bir şekilde işler. Beynin sol tarafı aynı zamanda sinir sistemimizi de kontrol eder. Bilinç bizim irade gücümüzü geliştirdiğimiz yerdir ve işte bu bilincin karar verme yeteneğidir.
Bilinçaltımız ise beynimizin farkında olmadığımız yanıdır. Bilinçaltı bütün istemsiz beden fonksiyonlarını kontrol etmenin yanında, tüm deneyimlerimizi, hatıralarımızı depolar, bağışıklık sistemimizi, hormon sistemimizi kontrol eder.
Bilinçaltı anıları depolayan, organize eden,olayları hatırlayan ve deneyimleri işleyen sağ tarafımızdır.
Zihnimizin bu derindeki kısmı aynı zamanda sezgilerimiz, tutumlarımız, kendimiz hakkındaki düşüncelerimiz ve alışkanlıklarımızdan da sorumludur. Otomatik pilot gibi çalışır. Bilinçaltı, bilinçli zihnin aksine sorgulamaz, eleştirmez. Aksine telkinleri veya imgeleme yoluyla hayal ettiğini kolayca kabul eder.
Bilinç, zihnimizin %10’luk kısmını oluştururken, bilinçaltı zihnimizin %90‘lık kısmını oluşturmaktadır.Aslında her şey bilinçaltımızdaki düşüncelerimizin, inançlarımızın, duygularımızın yansımasıdır. Birçoğumuz hep aynı hataları yapar ve aynı sorunları yaşarız. Çünkü beynin bilinçli kısmı tekrarlanan hataların farkında olsa da, bilinçaltı farklı düşünmektedir. Bilinçli aklımız, sağlığımız için zayıflamamız gerektiğini söyler. Fakat kişinin bilinçaltı, yemek yemenin rahatlattığına ve stresi azalttığına inanıyorsa kilo vermesi zorlaşır veya kilo verir ama tekrar alır. Çünkü patron bilinçaltıdır. Terapi ancak bilinçaltını ikna ederek, inançlarını değiştirerek gerçekleşir. Dış şartlar yerine içimizdeki inançları değiştirmek zorundayız. Beynimizin kapısı içeriden açılıyor aslında.. Hipnoterapi ile bilinçaltı düşünce, inanç ve duygular yeniden düzenlenerek terapi gerçekleşir.
Aslında bilinçaltının temel görevi bizi hayatta tutmak ve mutlu etmektir.
Bilinçaltı bir depo işlevi görür. Yolda yürürken duyduğunuz müzikleri, gördüğünüz dikkat çekici garip tipleri ve hatta dikkatinizi çekmeyen ayrıntıları bile bilinçaltınız kaydedebilir. Bilinçaltı genelde yüksek sesleri değil fısıltıları duyar.
Hayatımızda tekrar eden kısır döngüler ile bilinçaltımızda bir sorun olduğunu anlayabiliriz. Hayat kalitemizi ve mutluluğumuzu artırmak için bu korkularla yüzleşmek ve bizi etkileyen bu olumsuz kayıtları nötrleştirmek, ruhsal anlamda sağlıklı, mutlu ve doyumlu bir yaşam sürdürmemizi sağlar.
Bilinçli zihin daha eleştireldir. Problem çözerken daha çok analiz yapmaya meyillidir. Bu da bazen karasızlığa ve harekete geçmekte zorluklara neden olabilir. Bilinçaltı çalışmaları ile, bilincin bu analiz yeteneğinden kurtulan bilinçaltı zihin, telkin almaya daha hazır hale gelir, imajinasyon yeteneği artar ve terapi gerçekleşir.
Bilinçaltımızı olumlu düşünce ve duygularla doldurursak hastalığı sağlığa, mutsuzluğu mutluluğa, başarısızlığı başarıya çevirebiliriz.
“Sen düşünceden ibaretsin, geri kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun, dikenlik düşünür dikenlik olursun.’’ der Mevlana. İşte bu yüzden düşüncelerimizin kontrolünü ele geçirmemiz çok önemli. Ancak bu şekilde istenen ve bizi mutlu eden koşulların ortaya çıkmasını sağlayabiliriz.